Header Ads

BİR MANİNİZ YOKSA ANNEMLER SİZE GELECEK

BİR MANİNİZ YOKSA ANNEMLER SİZE GELECEKSaklambaç oynayan kaleye mum dikerdi. Gazoz kapağı biriktirilirdi. Dört ortalı harita metot defterleri, kırmızı mavi pelür kağıtlarla kaplanırdı. Demirbank iyi günler diler, televizyonda Uzay Yolu, Kaçak, Tatlı Cadı oynardı. Mandolin kurslarına gidilir, bahçelerde, pikaplar çalınır, Türk filmlerinde çocuklar 'Size baba diyebilir miyim amca?' derlerdi.

Orlon hırkalar ve jarse elbiseler giyilir, gümüş künye takılır, her yaşgününde fotoğrafçıda aile fotoğrafı çektirilirdi. Hatıra defterlerine 'Kalbin kadar temiz defterinden...' diye başlanır, anket defterlerinde 'ıssız ada' sorulurdu. 'Evlenmeden olmaz'dı, telgraf çekilir, Adana'ya çık aradan denirdi, çamaşırlar santrifüjlü makinede yıkanır, evlere divan kurulur, sokakta yoğurtçular gezerdi.

70'ler 'tutumluluk çağı'ydı, yanan iki lambadan birinin söndürüldüğü, kurşunkalemlerin bir arpa boyu kalana kadar kullanıldığı yıllar. Ayfer Tunç Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek adlı bu kitabında cenazeden düğüne, okuldan pikniğe, telefondan faytona 70'li yıllarda nasıl yaşadığımızı anlatıyor. Nahif yılları hayatımızın, biraz mağrur, biraz mahzun ve çokça mütevazı.

"... 70'lerin başında incecik külotlu çoraplar yaygın değildi. Tutumluluk özendiriliyor, hemencecik kaçan ve bu yüzden pahalıya mal olan ince çoraplar gündelik olarak giyilmiyordu. Kadınların büyük çoğunluğu kolay kaçmayan, kalın ve kaba çoraplar giyerlerdi. İç giyimde ince zevkten yoksun, kaba ve duygusuz kadınlar kalın, külotsuz çoraplar giyerler, don lastiğinden yaptıkları halkalarla bunları bacaklarına tuttururlardı. Paçalı don giyen yaşlı kadınlar da, don paçalarının üstüne geçirdikleri kalın çoraplarını lastikle tuttururlar, bununla da yetinmeyip muhakkak iç eteği giyerlerdi. Çalışan ve dışarıdaki giyimine özen gösteren kadınlar ince çoraplar giyerler, kaçan çoraplarını hemen atmayıp ya çarşılardaki örücülerde ördürürler ya da kendileri tamir ederlerdi. Kaçan çoraplar içlerine bir ampul konarak gerginleştirilir, en incesinden dantel tığıyla tamir edilebilirdi." s. 168 "

... Her pikapta bir ayar düğmesi vardı. Burada 33, 45 ve 78 rakamları bulunurdu. Ayar 33'e getirilince longplay çalınır, 45'e gelince kırkbeşlik plaklar çalınırdı. Her plağın kendi ayarında çalınması gerekirdi. Bazen ayar 45'te unutulur ve pikaba bir longplay konur; o zaman ses hızlı, ince ve gülünç bir hal alır; pikap 33'lük ayarda iken kırkbeşlik plak konunca, tam aksine ağır, kalın bir ses çıkardı. O yıllarda '33 devirli' yaygın kullanılan bir deyim olmuştu, çok ağır konuşan insanlarla dalga geçmek için '33 devirli' denirdi. Günümüzde televizyondaki müzik kanalları sayesinde müzik-market adını alan plakçılarda, plağın yanı sıra pikap iğnesi de satılırdı. Plağın üstüne konan ve çalınmasını sağlayan kolun ucunda bulunan iğne hor kullanıldığı takdirde kırılır ve değiştirilmesi gerekirdi. Bu yüzden plakçılar çeşitli marka pikaplar için iğne bulundururlardı."

Ayfer TUNÇ
Yapı Kredi Yayınları
Editör: Cem AKAŞ
İlk Baskı: Nisan 2001
ISBN: 975-08-0263-2
http://www.ykykultur.com.tr/kitap/kitap.asp?id=936

Hiç yorum yok