Header Ads

PİRİ REİS

Piri Reis

Piri Reis, Ahmet Muhiddin Piri, Ahmet ibn-i el-Hac Mehmet El Karamani (d. 1465-70, Gelibolu - ö. 1554, Kahire), Osmanlı denizcisi ve kartograf. Amerika'yı gösteren Dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla tanınmıştır.


Doğum tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte 1465 ile 1470 yılları arasında, o tarihlerde Türk deniz üssü olarak bilinen küçük bir sahil kasabası Gelibolu’da doğmuştur. Babası Hacı Mehmet’tir. Doğan çocuklarına Muhiddin Piri adını verirler.

Karamanlı bir ailenin çocuğu olan Ahmet Muhiddin Piri'nin ailesi Fatih Sultan Mehmed devrinde padişahın emri ile Karaman ülkesinden İstanbul'a göç ettirilen ailelerdendir. Aile bir süre İstanbul'da yaşamış, sonra Gelibolu'ya göç etmiştir.

Piri Reis’ in amcası o dönemin ünlü denizcisi ve daha sonraları Osmanlı Devleti’nin Akdeniz amirallerinden Kemal Reis’tir. Türk tarihçi İbni Kemal o tarihlerde Gelibolu’da doğan çocuklar için şu tanımlamayı yapmıştır: "Gelibolu’ da doğan çocuklar timsah gibi su içinde büyürler. Beşikleri ecel tekneleridir. Sabah ve akşam gemi seslerinin ninnisiyle uyurlar." Bu benzetmeyle büyüyen geleceğin büyük denizcisi Muhiddin Piri on bir yaşına kadar bu şirin sahil kasabası Gelibolu’da yaşar. Her Türk çocuğunun o dönem olanaklarıyla yetiştiği gibi aile içinde örf ve adetlere göre eğitim alır ve sonuçta diğer çocuklardan farklı olarak okuma ve yazmayı da öğrenir. Bu süreçten sonra amcası Kemal Reis’in gemilerinde denizcilik mesleğine ilk adımını atar.

1486'da Endülüs'te Müslümanların hakimiyetindeki son şehir olan Gırnata'da katliama uğrayan Müslümanlar; Tunus, Mısır ve Osmanlı Devleti’nden yardım istemişlerdir. O yıllarda deniz aşırı sefere çıkacak donanması bulunmayan Osmanlı Devleti, Kemal Reis'i Osmanlı Bayrağı altında İspanya'ya gönderdi. Bu sefere katılan Piri Reis, amcası ile birlikte müslümanları İspanya'dan Kuzey Afrika'ya taşıdı.

Piri Reis, 1487-1493 yılları arasında altı yıl Kemal Reis’in yanında yer almış ve bu denizlerde çok çeşitli çalışmalarda bulunmuştur. Batı Akdeniz kıyılarında ve çeşitli adalarda korsanlık yaparak, diğer korsanlara karşı üstünlük sağlamışlar, gemilerine el koymuşlar ve bölgeyi kış aylarında liman yeri olarak kullanmışlardır. Bu süreçte Cezayir, Tunus ve Bona limanlarında kalmışlar, yöre halkıyla dostluklar oluşturmuşlardır. Piri Reis bulundukları yerlerin ve bölgedeki adaların fiziki bilgilerini ve kimlere ait olduğunu da notlarına almıştır. Piri Reis’ in "Kitab-ı Bahriye" eserinden edindiğimiz bilgilere göre Kristof Kolomb’ un Amerika hakkındaki haritasını 1493-1494 yıllarında ele geçirdiğini anlıyoruz.

O yıllarda Osmanlı Devleti’ nin başında Fatih Sultan Mehmet Han'ın oğlu II. Beyazıt Han bulunuyordu. Kardeşi Cem Sultan’ın ölmesi üzerine, yönetimde rakipsiz kalmış, tüm dikkatini fetih ve büyümeye vermiştir. Bu amaçla kara ve deniz gücünü kuvvetlendirmek için korsanlık yapan Türk gemilerini Osmanlı Donanması'na katılmaya çağırmıştı. Bu amaçla Kemal Reis’i de gemileri ve leventleriyle (deniz askerleri) davet etti. Kemal Reis yanında Kara Hasan ve Piri Reis olduğu halde kendi gemileriyle oluşturduğu deniz gücüyle 1494 yılında Osmanlı Devleti’nin hizmetine girerek, bu oluşuma deneyimleriyle güç kattılar.

Piri Reis’in 1499-1502 yılları arasında meydana gelen deniz savaşları sırasında ünü duyuldu. Dönemin Kaptan-ı Derya’sı Davut Paşa filosunun fiilen komutanı Kemal Reis idi. Bu donanmada bir savaş gemisinin komutanı olarak da Piri Reis bulunuyordu. Venedik Cumhuriyeti ile 1500-1502 tarihlerinde yapılan savaşlarda Piri Reis’in hizmet ve başarıları dikkat çekiyordu.

Piri Reis, Osmanlı Donanması'nın Venedik Donanması'na karşı sağlamaya çalıştığı deniz kontrolü mücadelesinde Osmanlı donanmasında gemi komutanı olarak yer aldı, böylece ilk kez savaş kaptanı oldu. Yaptığı başarılı savaşların sonucunda Venedikliler barış istediler ve iki devlet arasında bir barış anlaşması yapıldı. Piri Reis, 1495-1510 yıllarında İnebahtı, Moton, Koron, Navarin, Midilli, Rodos gibi deniz seferlerinde görev aldı. Akdeniz'de yaptığı seyirler sırasında gördüğü yerleri ve yaşadığı olayları, daha sonra Kitab-ı Bahriye adıyla dünya denizciliğinin de ilk kılavuz kitabı olma özelliğini taşıyacak olan kitabının taslağı olarak kaydetti.

Kemal Reis, 1511 yılında Piri Reis’in bulunmadığı ve nedeni bilinmeyen bir deniz faciasında ölmüştür. Bu olaydan sonra Piri Reis en büyük dayanağını kaybetmişti. Ancak amcasının yanında denizciliğin en önemli bilgi ve becerilerini edinen Piri Reis, bu birikimlerinden dolayı döneminin en önemli denizcileri arasına girmişti. Amcasının bu beklenmeyen ve acı ölümü Piri Reis’i derinden etkilemiş, bir süre sonra da denizciliğe ara vererek Gelibolu’ya dönmüştür.

Barbaros Kardeşler'in idaresi altındaki donanmada halaoğlu Muhiddin Reis ile Akdeniz'de bazı seferlere çıktıysa da daha çok Gelibolu'da kalıp haritaları ve kitabı üzerinde çalıştı. İşte O’nun gelecekte denizciliğinin yanı sıra bilimsel yanını da ölümsüzleştirecek ilk eseri "Dünya Haritası" nı hazırlaması buradaki yıllarıdır. Önceki yıllarda tuttuğu notlardan hazırladığı diğer eseri "Kitab-ı Bahriye" ise önemli bir denizcilik kılavuzudur. Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika'nın batısı ile yeni dünya Amerika'nın doğu kıyılarını kapsayan üçte birlik parça, bu haritanın günümüzde elde bulunan bölümüdür. Bu haritayı dünya ölçeğinde önemli kılan, günümüze kalmamış olan Kristof Kolomb'un Amerika haritasındaki bilgileri içeriyor olması rivayetidir.

Barbaros Kardeşler, 1515 yılında dünyanın en büyük deniz güçlerinden birisini oluşturmuş ve Kuzey Afrika'da fetihler yapmışlardı. Piri Reis, Oruç Reis'in kaptanlarından birisi olarak hediye sunmak üzere yardımını bekledikleri Yavuz Sultan Selim'e gönderildiğinde Sultan Selim Han'ın yardım olarak verdiği iki savaş gemisi ile geri döndü. Piri Reis, 1516- 1517 yıllarında İstanbul'a geldiğinde tekrar Osmanlı donanmasının hizmetine girdi; Derya Beyi (Deniz Albayı) rütbesini aldı ve Mısır seferine gemi komutanı olarak katıldı. Donanmanın bir kısmı ile Kahire'ye geçip Nil ırmağını çizme fırsatı buldu.

Ünlü denizci, İskenderiye'nin ele geçirilmesinde gösterdiği başarılar ile padişahın övgüsünü kazandı ve sefer sırasında daha önceleri hazırladığı dünya haritasını padişaha hediye etti. Günümüzde bu haritanın bir parçası mevcuttur, diğer parçası kayıptır. Bazı tarihçilere göre, Osmanlı padişahı dünya haritasına bakmış ve "Dünya ne kadar küçük..." demiştir. Sonra da, haritayı ikiye bölmüş ve "biz doğu tarafını elimizde tutacağız.." demiştir.. Padişah, daha sonra 1929'da bulunacak olan diğer yarıyı atmıştır. Bazı kaynaklarca, günümüzde bulunamamış olan doğu yarısını, Hint Okyanusu'nun ve onun Baharat yolunun kontrolünü ele geçirmek için Padişahın yapacağı olası bir sefer için kullanmak istediği bile iddia edilmektedir.

Piri Reis seferden sonra, tuttuğu notlardan Bahriye için bir kitap yapmak amacıyla Gelibolu'ya döndü. Derlediği denizcilik notlarını bir Denizcilik Kitabı (Seyir Kılavuzu) olan Kitab-ı Bahriye'de bir araya getirdi.

1520 tarihinde Yavuz Sultan Selim Han'ın ölümü ile oğlu Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı tahtına geçmiştir. O’nun padişahlığı, Osmanlı Devleti’nin büyük fetihler dönemidir. Bu dönemde Rodos’un fethini gerçekleştiren büyük donamada Piri Reis de görev almıştır. 1524 tarihinde sadrazam Pargalı İbrahim Paşa’nın Mısır’a gitmesi sırasında, Piri Reis’in O’na eşlik etmesi emrini padişah vermiştir. Fırtınaya yakalanan donanma, yoluna devam edemeyerek Rodos’a sığınmak zorunda kalmış; bu durum, Piri Reis’in sadrazam Pargalı İbrahim Paşa tarafından daha yakından tanınmasına neden olmuştur. Piri Reis Bahriye kitabı hakkında sadrazama bilgi verir. Bu kitabın önemini anlamış olan sadrazam, O’na hazırladığı bu çalışmalarının kitap haline getirilmesini önermiştir. Piri Reis, Gelibolu’da yeniden çalışmalarını geliştirerek, Pargalı İbrahim Paşa aracılığıyla padişah Kanuni Sultan Süleyman Han’a takdim eder.

Piri Reis'in 1526'ya kadar olan yaşamı Kitab-ı Bahriye'den izlenebilir. Piri Reis, 1528'de, ilkinden daha içerikli ikinci dünya haritasını çizdi.

1533 yılında Barbaros Hayrettin Paşa kaptan-ı derya olunca Piri Reis de Derya Sancak Beyi (Tümamiral) ünvanı alan Piri Reis, sonraki yıllarda, güney sularında devlet için çalıştı. Barbaros'un 1546'da ölümünün ardından Mısır Kaptanlığı (Hint Denizleri Kaptanlığı da denilirdi) yaptı, Umman Denizi, Kızıl Deniz ve Basra Körfezi'ndeki deniz görevlerinde yaşlandı. Osmanlı donanmasında yaptığı son görev idamıyla sonuçlanan Mısır Kaptanlığı oldu.

İdamı

Mısır Kaptanı Piri Reis 1552'de Umman ve Basra üzerine 30 gemiyle çıktığı seferde, Hürmüz Kalesi'ni kuşatmıştı. Portekizlilerden aldığı tazminat karşılığı kuşatmayı kaldırdı ve donanmasıyla Basra'ya döndü. Tamire muhtaç donanmayı orada bırakıp ganimet yüklü üç gemi ile Mısır'a döndü, gemilerden birisi yolda battı. Donanmayı Basra'da bırakması kusur sayıldığı için Mısır'da hapsedildi. Basra Beylerbeyi Kubat Paşa ile Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa’nın tutumları nedeniyle hakkında padişaha olumsuz rapor verildi ve dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman Han'ın fermanı üzerine 1554'te boynu vurularak idam edildi. İdam edildiğinde 80 yaşının üzerinde olan Piri Reis'in terekesine devletçe el konuldu.

Eserleri:

KİTAB-I BAHRİYE (Ege ve Akdeniz kılavuzu)
Piri Reis değişik zamanlarda Ege, Adriyatik, İtalya, Fransa, İspanya ve Tunus limanlarında inceleme yapma fırsatı bulmuştur. Buralara ilişkin notlarında tarihi, coğrafi ve denizleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Bahriye kitabı 1521 ve 1525 tarihlidir. Asıllarından kopya edilmiş nüshaları İstanbul, Berlin, Dresden, Bolonya, Paris, Viyana ve Londra’ daki özel ve devlet kütüphanelerinde bulunmaktadır.

PERİ REİS (DÜNYA) HARİTASI (İlk Dünya Haritası)
1513 tarihinde birincisini, 1528 tarihinde de ikincisini hazırladığı dünya haritaları, renkli olarak ve deri üzerine yapılmıştır. Bugün asıl ve kopyaları parçalanmış halde nüshaları mevcuttur.

Hadikat'ül Bahriye
Bilad-ül Aminat
Eşkalname

kaynaklar:
Wikipedi Özgür Ansiklopedi,
Piri Reis Üniversitesi,
Kim Kimdir?
Bayrak's Blog
Pınar Yıldız, Piri Reis'in şifresi çözüldü mü? (Metin Soylu ile Söyleşi)

Hiç yorum yok